İŞ DÜNYASI , SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE SANAT
[vc_row][vc_column][vc_column_text]
İŞ DÜNYASI , SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE SANAT
İş dünyasında sürdürülebilirlik , şirketlerin mevcut yapılarını geliştirerek ilelebet devam ettirebilme becerisi olarak tanımlanabilir. Hem mevcut yapıyı sürdürüp üstelik geliştirmeyi de başarabilmek için iş planlarımızı yaratıcı yenilikler, buluşlar ve yenilenebilir kaynakları kullanıma alarak güncellememiz gerekiyor.
Sürdürülebilirlik konusunda ulaşılması istenen Kalkınma Hedefleri için çalışırken artık elimizdeki kısıtlı kaynakları en verimli şekilde kullanabilme becerisi ön plana çıkıyor. Bu durumda da kullanılan tüm yöntemlerin uygulanmasında yaratıcılık en önemli unsur haline geliyor. Hem çözüm bulunması gereken probleme dikkat çekmek hem de ilginç ve etkileyici çözümler üretmek yaratıcı alternatifler ile mümkün oluyor.
İşte bu aşamada bizlere destek olabilecek önemli bir alan var : Sanat.
Sanat ve sanatçılar bu konuda bizlere yol gösteriyorlar. İşimize biraz farklı açıdan bakıp, yeni ve farklı fikirlere ulaşmamızı sağlıyorlar. Yaptıklarımıza belli aralıklarla bir dış göz ile bakabilmek, eksikleri görebilmeyi, yapılabilecek yenilikleri fark edebilmeyi ve bu şekilde gelişerek ilerleyebilmeyi sağlayabiliyor.
Sanat dünyasında hem uygulanan ortamlar değişti, hem de sanatsal içerikler farklılaşmaya başladı.
Son yıllarda sanat dünyasında yaşanan bazı yeni gelişmeler ve oluşan yeni yaklaşımlar, sanatı farklı bir boyuta taşıdı. Sanat artık sadece bilenlerin, ilgilenenlerin izlediği sanat ortamlarından çıkıp sosyal ortamlara, şehirlere, sokaklara, vatandaşların günlük yaşamlarına ulaşmaya başladı. Ortamlar farklılaşırken içerikler de günlük hayatımızdaki sosyal problemleri de dert edinir hale geldi.
Sanat hayatındaki bu değişimlerin en önemli örneklerini ve çarpıcı mesajlarını çok değişik mekanlarda bize gösteren organizasyonlar, bienaller gerçekleştirilmeye başlandı. Üstelik bienal sürecinin ön aşamaları da basın toplantılarının haricinde çeşitli etkinlikler ile bizlere ulaşmaya başladı. Bu etkinliklerde sanatçılar, organize eden kurumlar, sivil toplum örgütleri bir araya gelmeye başladı. Bu sayede bienal temaları ve mesajları daha yaygın kitlelere ulaşmaya başladı.
Önerim iş yoğunluğunuzdan biraz zaman ayırıp 16 Eylül’de başlayacak olan İstanbul Bienal mekanlarını dolaşmanız. Ortaya konulan sorunları, konuluş şekillerini görmeniz, hissetmeniz, yaşamanız. Sonra yeniden işinizin başına döndüğünüzde belki hemen değil, belki bir süre sonra bir problemle karşılaştığınızda veya yeni bir yaklaşım aradığınızda daha önce aklınıza gelmeyen bir fikri yakalamanız sizi şaşırtacaktır.
Sanatın bu şekilde içinde olabilmek zaman içinde belli bir birikim yaratıyor ve en beklenmedik bir zamanda çok yaratıcı bir fikre ulaşabiliyorsunuz. STEM+ART= STEAM (*) tanımı da sanatın bilimsel yaklaşımlara ve inovatif çözümlere olan etkisinin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Sanat artık eğitimde temel bilimlerinin yanında yer almaya başladı.
Sanat tarihi , yaşanan problemlere dikkat çekmek isteyen, savunan, protesto eden, irdeleyen, tartışan sanatçılarla zenginleşmiş. Günümüzde de bir sorunu sahiplenen sanatçıların en önemli buluşma yerlerinden biri Bienaller. 16 Eylül’de başlayacak olan İstanbul Bienali gündemimizin tam da merkezine ulaşan bir tema ile karşımızda : İyi Bir Komşu. Kaçırmayın derim.
(*) Science, Technology, Engineering, Art, Mathematics
Serpil Büyükaltınçizme
[email protected]
13 Eylül 2017
Bu yazıda değindiğimiz Küresel Hedefler :
Blogumuzdaki tüm makaleleri kaynak belirterek paylaşabilirsiniz.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]